Europride Belgrad'da: Siyasi bir saçmalık mı?
Her yıl düzenlenen Europride, cumartesi günü Belgrad'da gerçekleşti. Geçit töreni daha önce İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklanmış, ancak AB temsilcilerinin devreye girmesiyle, önemli ölçüde kısaltılmış bir rota üzerinde anlaşmaya varılmıştı. Yorumcular, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vučić'in yaşanan olaylardaki rolünü irdeliyor.
Kötü bir pembe dizi gibi
Jutarnji list, yaşananların Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın tipik bir şovu olduğunu düşünüyor:
“Önce Vučić Europride’a katiyen yasak getiriyor, ardından İçişleri Bakanlığı izin veriyor; ancak yalnızca güzergâhın mı yoksa yürüyüşün mü yasaklandığı anlaşılamıyor. Bunun üzerine idare mahkemesi Europride organizatörlerinin itirazını reddediyor, hükümetin avukatı ise Europride’ın yapılacağını, ancak bunun bir yürüyüş değil, ‘konser alanına geçiş’ şeklinde olacağını söylüyor. Brüksel bu senaryoyu yutacaksa, kötü Venezuela dizilerine de gerçek desinler o zaman. Her şey Vučic’in kontrolünde. ... Polis, devlet, kurumlar yurttaşın güvenliğini ve haklarını korumak için değil, sadece rejimi savunmak için varlar.”
Onur yürüyüşünde onurlar çiğnendi
Der Standard da hukukun üstünlüğünün Vučić'e göre eğilip büküldüğünü düşünüyor:
“Sırbistan'da Europride'ın siyasetin elinde bir araç haline dönüştürülmesi, Aleksandar Vučić'in otokratik rejiminin politikalarına dair bir ders niteliğinde. Vučić ilk olarak birkaç hafta önce, dikkatleri diğer meselelerden uzaklaştırmak için bir sorun yarattı. ... Cumartesi günkü Europride'dan kısa bir süre önce ise hukuka aykırı olmasına rağmen yürüyüş yasaklandı. ... Aktivistlerin yalnızca, polis kordonuna hapsolmuş şekilde bir konsere gitmesine izin verildi - bu bir onur yürüyüşü değil, onurları çiğneme yürüyüşüydü.”
Mevzubahis insan hakları
Peščanik, Europride’a en yüksek sesle karşı çıkanlardan olan Sırp Ortodoks Kilisesi’nin argümanlarını çağdışı buluyor:
“Kadınlar için eşit haklar ve eşcinsel ve transseksüel hakları için verilen mücadele, ailenin kutsallığını tehdit etmez. Kadınların ve ayrımcılığa uğrayan, tehdit edilen bütün azınlıkların hakları için verilen mücadele, evrensel eşitliği ve ayrımcı ve/veya sadece kâğıt üzerinde var olan insan haklarını savunma meselesidir. LGBTQI+ yurttaşların haklarını savunmak, genel olarak insan haklarını ve özgürlükleri savunmak demektir.”