Rusya skandalı Flynn itirafıyla büyüyor
Moskova'nın Amerikan seçimlerine etki ettiği iddialarında özel savcı Mueller, adım adım Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump ve yakın çevresine yaklaşmaya başladı. Trump'ın eski danışmanlarından Micheal Flynn, Rusya ile ilişkiler konusunda yalan söylediğini cuma günü itiraf etti. Öte yandan medyada yer alan haberlere göre Flynn'i Rusya ile ilişki kurmaya Trump'ın damadı Kushner kışkırtmış. Bu gelişmelerin Beyaz Saray ve ABD-Rusya diplomasisi için anlamı ne?
Buzlar eriyecek gibi görünmüyor
Rusya ile ABD arasındaki ilişkiler, Flynn'in itirafıyla daha da zorlu bir hal alabilir, diyor konuk yazar Vladimir Frolov, Moscow Times'taki köşesinde:
“[İlişkiler] Daha önce hiç olmadığı kadar zora girmiş durumda; öyle ki, insan nasıl olup da daha kötüleşeceğini düşünemiyor -velev ki her iki tarafın da istemediği bir savaş çıksın. ... Bu çok yönlü skandalın ABD - Rusya ilişkileri üzerindeki reel etkisi, Mueller'in soruşturması tamamlanana kadar ilişkilerin askıya alınması olsa gerek. Rusya bu tutumunu sürdürdüğü, Mueller'in soruşturmacıları da seçim kampanyasında atılan ve 'Rusya' sözcüğünü içeren her e-postayı iyice inceledikleri sürece, Trump yönetiminin Rusya konusundaki duruşunu değiştirmesini beklemek akıllıca olmayacaktır.”
Muhalefetin ekmeğine yağ sürüldü
Trump ekibi, kullandığı kirli yöntemlerle kendini muhalefete yem etti, diyor Daily Sabah:
“İddiaların doğru çıkması, Trump ekibinin boş yere riske girdiği anlamına gelecektir. Bunun yerine Trump'ın başkanlık koltuğuna oturup yaptırımları kaldırması beklenebilir ve bunun ardından Rusya'yla işbiriliği yapılabilirdi. Bu acelenin nedeni neydi? Demokratlar, Trump'ın seçimi Rusya'nın müdahalesi sayesinde kazandığını ileri sürdükleri ve aynı Demokratların, Trump'ın Beyaz Saray'daki görevinden alıkoymak için ellerinden geleni yapacakları daha ilk günden belli olduğu için. Nitekim şu anda olan tam da bu. ... Hatta şu anki durum, ABD'deki yerleşik bürokrasinin, seçilmiş başkana karşı bir gündem takip ettiğini gösterir nitelikte.”
Trump büyülemeye devam ediyor
Le Figaro'nun görüşüne göre Trump tahmin edilenin aksine her şeye rağmen gücünü koruyor:
“ABD Senatosu'nun vergi reformunu geçirmesi, Trump hükümetinin ilk büyük başarısı kabul ediliyor. Ancak 'Rusya skandalındaki' son gelişmeler, bayram havasını hemen dağıttı. ... Artık zorunluluk haline gelmiş 'Twitter hastalığı', Trump'ın başına dert olmakla beraber ... aynı zamanda onun en güçlü yanı. Bilinçli bir karar, bir strateji bu. Trump için alışılageldik uygulamanın ve medyanın ötesine geçip 'halkıyla' konuşma zorunluluğu, hiçbir zaman olmadığı kadar acil ve gerekli. Abartılı ifadeleri, taraftarlarını hala büyülüyor. Seçmenlerinin gözünde hala Washington'u tepetaklak eden adam olarak görülüyor.”
Kuvvetler ayrılığı işliyor
Bu gelişmenin Trump için çok tehlikeli olduğu teşhisini yapıyor, tagesschau.de:
“Görevden alınma süreci başlatılması ihtimal dışı gözüküyor. Çünkü böyle bir süreci yalnızca Temsilciler Meclisi başlatabilir. Oradaysa Cumhuriyetçiler hala çoğunluğa sahip. Yine de Flynn'in suçunu kabul etmesi önemli bir dönüm noktası: Trump'ın, Rusya soruşturmasının yalan haber olduğu ve yakında durdurulacağı yönündeki öngörüsü yerine gelmeyecek. Aksine: Özel savcı Mueller, tüm gerçekler ortaya çıkana dek soruşturmayı sürdürecek. Bu, Trump'ın Amerikan demokrasisini yıkabileceği endişesi taşıyanlar için iyi bir haber. ABD yargısı görevini yapıyor, kuvvetler ayrılığı da işliyor.”
Trump kendini şimdilik güvende sanabilir
Beyaz Saray'ın Rusya ilişkileri hakkındaki gazete manşetleri, bu konuda hala elle tutulur bir delil olmadığını örtbas edemiyor, diyor Tages-Anzeiger:
“Flynn olmadan da tüm dünya, Rusya'nın geniş çaplı bir dezenformasyon kampanyasıyla Amerikan seçimlerini yönlendirmeye çalıştığını biliyor. Clinton'ın kaybetmesi, Trump'ın kazanması gerekiyordu. Ancak burada en kritik soru -Trump bu sabotaj eylemini biliyor muydu, hatta desteklemiş miydi? - hakkında elde tek şey var: Spekülasyon. ... Bunun böyle olduğunu gösteren ipuçları var. Belki de Flynn bunları biliyor ve itiraf edecek. ... Sürecin halihazırda bulunduğu noktada Mueller'in suçlamaları, geçtiğimiz yıl yürütülen seçim kampanyaları ile ... pek de ilgili değil.”
Duruşma salonunda siyaset ilerleme kaydetmiyor
Diplomat Sergio Romanı Corriere della Sera'daki yazısında ABD siyasetinin tatsız bir şekilde krimanalize edildiğini dile getirmiş:
“İtalyanlar bu olguyu çok iyi tanır ve siyaseti kriminalize etmenin tehlikeli sonuçlar doğuracağını çok iyi bilir. Bu sürece demokrasinin çürüdüğü duygusu hakim ve aslında siyaset dünyasına ait görevler savcılara veriliyor. Trump, insanı huzursuz eden bir kişilik ve başkan olmaya uygun biri değil, evet. Ama yürüttüğü siyasete sadık olanlar ve bir davayla görevden azledilmesini kabul etmeyecek taraftarları var. Yapılmak istenen, vatandaşı huzursuz etmeden bir başkanı koltuğundan etmekse, bunu yapmanın en etkili yolu mahkeme kararları değil, oy pusulasıdır. ”