AB zirvesi: Sübvansiyon planları tartışma mı çıkaracak?
Avrupa Komisyonu, ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası’nın Avrupa ekonomisi için teşkil edebileceği risklere Green Deal Industrial Plan [Yeşil Mutabakat Sanayi Planı] ile yanıt vermişti. Yorumcular, bu risklerin yanı sıra Brüksel’in planının tüm üye devletlerin rızasını alamadığına, dolayısıyla perşembe ve cuma günleri gerçekleştirilecek AB zirvesinde hararetli tartışmalara sebep olabileceğine dikkat çekiyor.
Olumsuz dönemeç yakın
Der Standard, ABD korumacılığının AB'nin ekonomi politikasını tehdit ettiğini düşünüyor:
“Avrupa'dan dışarıya doğru yoğun bir şirket göçü yaşanması tehlikesi, bilhassa Alman endüstrisinin iddia ettiği kadar büyük olmayabilir. Ancak bunun arkasında, ABD politikalarındaki, açık dünya pazarı ilkesini ve dolayısıyla Avrupa'nın refahını üzerine inşa ettiği sütunlardan birini yıkabilecek daha derin bir zihniyet değişikliği yatıyor. Küreselleşmenin gerilemesiyle birlikte dünya, ekonomik açıdan da olumsuz bir dönemeçle karşı karşıya olabilir. ... Ulusal sübvansiyonlar üzerindeki dizginleri gevşetmek yerine, ortak bir AB potasından yeni sübvansiyonlar gelmeli. Aksi takdirde, Birlik içinde de yüksek maliyetli bir yarış başlayacak ve bu durum daha yoksul devletleri ciddi şekilde dezavantajlı duruma düşürecek.”
İki hızlı AB sorunu geri döndü
Revista 22 de AB’de çatlak yaşanması tehlikesine dikkat çekiyor:
“Şimdi bir uzlaşıya varılmazsa, iki hızlı bir AB oluşması riski var. Bütün AB devletlerine yönelik müşterek bir para fonunun olmaması, yatırımların başta Almanya ve Fransa gibi bütçe politikaları bakımından hareket serbestisine sahip büyük ülkeler tarafından yapılması sonucunu doğuruyor. Bu sebepten ötürü Finlandiya, Çekya, Danimarka, Estonya, İrlanda, Avusturya ve Slovakya, Avrupa Komisyonu’na bir mektup göndererek, AB devletlerin zararına olacak bir rekabetin baş gösterebileceği uyarısında bulundu.”
Yeşil enerji Batı'yı bölmemeli
NRC Handelsblad jeoekonomik parçalanma uyarısında bulunuyor:
“Bu kaygı verici bir gelişme. Sübvansiyonların, ucuz kredilerin ve özellikle ekonominin yeşilleşmesinde ortaya çıkan diğer sanayi politikası biçimlerinin artan etkisi de bilhassa endişe verici. ... Basit bir çözümü olmasa da, verilebilecek bir ilk cevap var: Her şeyden önce ABD ile AB arasında yapılacak istişare. Batı gittikçe kişisel, politik ve ekonomik özgürlüklerin kalesi haline geliyor. Jeopolitik ve ekonomik parçalanma tehlikesinin bu çok değerli birliğe zarar vermesi kabul edilemez. Bu tamamıyla gereksiz olur.”