Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü neleri değiştirecek?
ABD Kongresi, Donald Trump’ın kasım ayındaki başkanlık seçimi zaferini resmen onayladı. Trump yanlılarının Kongre binasını bastığı dört yıl öncenin aksine, parlamentonun her iki kanadının gerçekleştirdiği ortak oturumda süreç kesintiye uğramadı. Trump 20 Ocak’ta yemin ederek göreve başlayacak ve Cumhuriyetçilerin her iki mecliste de çoğunluğu elinde bulundurması sayesinde politikalarını uygulayabilecek.
Güçlü bir yetkisi var
Jornal Económico'ya göre Trump, ABD'nin iç ve dış politikasında geniş kapsamlı değişiklikler yapma gücüne sahip:
“Güçlü bir yetkisi var ve her zaman ihtiyaç duymasa da Senato ve Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi çoğunluğa güvenebileceği için daha az engelle karşılaşacaktır. ... Bu durum, geçtiğimiz yıl boyunca prova ettiği tehditlerin, kışkırtıcı söylemlerin ve pozisyonların kısmen ya da tamamen hayata geçebileceği anlamına geliyor. İç politikada enerji, finans, sağlık ve göç politikalarında, dış politikada ise Çin ve Avrupa ile ticari ilişkilerde -ki bu gümrük vergilerinde değişikliklere yol açabilir-, çevre politikasında, savunmada ya da Ukrayna ve Ortadoğu'daki çatışmalarla başa çıkma konusunda.”
Bu kez ciddiye alınıyor
Karar, 2017'ye kıyasla neredeyse tam tersi bir ruh hali gözlemliyor:
“Yüzyıllar içinde oluşmuş Batılı teamülleri tanımadığını her fırsatta dile getiren Trump ilk başkanlık döneminin aksine artık ciddiye alınıyor. İlk başkanlık döneminde Trump’ı aşağılama, hakaret etme konusunda birbiriyle yarışan ana akım kanaat önderleri bu kez çok dikkatli hatta tedirgin. Trump’ın sadece hükümet bürokrasisini değil bütün bürokrasiyi kendisine sadık insanlardan oluşturmasına kesin gözüyle bakılıyor. ... Yeni başkanlık döneminde ise düzeni değiştirmek adına radikal adımlar atacak ve ana akım siyaset ve medyanın bu dalgaya ne kadar direnebileceği meçhul.”
Yeniden korumacılık dönemine giriliyor
Corriere del Ticino, küresel ticaretteki engellerin artmasını bekliyor:
“Trump, başta Çin gelmek ve Avrupa da dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerine yönelik gümrük vergilerini artırmak istediğinin sinyallerini verdi. Pek çok Trump destekçisi, bunun avantaj elde etme amaçlı bir müzakere taktiğinden ibaret olduğunu ve yeni bir gümrük vergisi savaşı çıkarmayacağını öne sürüyor. Böyle mi olacak yoksa yeni ve geniş kapsamlı ticari ihtilaflar mı kopacak, bekleyip göreceğiz. Öte yandan, Trump’ın ilk görev süresinde gümrük vergilerini gerçekten artırdığını ve bunun da etkilenen ülkelerin misilleme tedbirlerine başvurmasına yol açtığını, dolayısıyla da küresel ticareti yavaşlatacak türde bir korumacılığın büyüdüğünü hatırlamak gerek.”
Kabul edilemez bir şiddet söylemi
Público, Trump’ın popülizminin dünyanın başka bölgelerinde de taklitçi bulmasından endişe ediyor:
“ABD yeni bir siyasi şiddet çağının eşiğinde gözüküyor ve dünyanın en güçlü ülkesi olarak korkutucu bir çarpan etkisine sahip. ... Trump’ın 6 Ocak faillerine yönelik özür dileyici tavrı ya da [2024/2025 yılbaşı gecesi gerçekleştirilen] New Orleans saldırısını gerçeğe aykırı bir şekilde illegal bir göçmene atfetmesi, şiddet eğilimli popülizmin tipik örnekleri. ... Şiddeti normalleştiren ve tahammül edilmemesi gerekenleri pek çokları için kabul edilir kılan bu söylemin etkisine karşı yeterince uyanık olamıyoruz.”