Kickl, Orbán ve Babiš Avrupa Parlamentosu’nda grup kuruyor
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán (Fidesz), Avusturya’dan FPÖ lideri Herbert Kickl ve eski Çekya Başbakanı Andrej Babiš (ANO), pazar günü Viyana’da buluşarak birlikte kaleme aldıkları bir “Vatansever Manifesto” yayınladılar. Bununla, Avrupa Parlamentosu’nda yeni bir sağcı grubun temellerini atma niyetindeler. Grup kurabilmek için en az yedi üye devletten minimum 23 milletvekiline ihtiyaç var.
En büyük rol modelleri Trump
Der Standard şu analizi yapıyor:
“Kickl, Orbán ve Babiš, kendi gündemlerini dayatabilmek için Strazburg'daki en büyük parlamento grubunu oluşturma niyetinde. Başarılı olup olmayacaklarını zaman gösterecek. ANO gibi Fidesz de şu anda herhangi bir gruba dahil değil. FPÖ ise Le Pen ile birlikte aşırı sağcı ID grubunun bir parçası. Ancak İtalya Başbakanı Giorgia Meloni kesinlikle onlarla (ve AfD ile) birlikte hareket etmek istemiyor. O ve partisi Fratelli, Putin'i en sert eleştirenlerden. Le Pen'in Strazburg'da ne yapacağı seçimlerin sonucuna bağlı. Avrupa Parlamentosu'nda iki yerine üç sağcı grup ortaya çıkabilir. Ancak net olan bir şey var: Orbán, Kickl ve diğerleri, hedeflerinin ne olduğu konusunda nadiren bu denli açık davranmışlardı. Özgürlük karşıtı bir Avrupa için çabalıyorlar - en büyük rol modelleri de Donald Trump.”
Vatansever ve sağcı mı dediniz? Gerçekten mi?
Üç kurucu grubu analiz eden Reflex, partilerin kendilerine yönelik tanımlamalarından kuşku duyuyor:
“Andrej Babiš'in vatanseverlikten ne anladığını hayal etmesi zor. Vatanseverlik onun için nedir acaba? Belki bize Çek milli marşını söyler ve biz de sözlerini dahi bilip bilmediğini öğreniriz. Bunun 'sağcı bir grup' olduğu söylemi de çılgınca. Burada sağcı olan ne? Her üç partinin kimi ekonomi politikası önerileri daha ziyade solcu. Dahası, ANO hareketinin sağcılıkla hiçbir ilgisi yok. Tümüyle popülist ve yalnızca kamuoyunda duyduklarına veya sosyal medyadan öğrendiklerine dayanarak kararlar alan bir oluşum bu.”
İntikam ve bölünme
Népszava, Viktor Orbán’ın potansiyel ortaklarının güvenini kaybedebileceği kanısında:
“Macaristan Başbakanı’na salt ‘ana akım’ Avrupalılar değil, müttefiki olduğunu sandığı kesimler de güvenmiyor. Parlamentoda kendi grubunu kurarak, daha büyük popülist grupları, yani egemenlikçileri zayıflatabilir. Avrupa Parlamentosu seçim kampanyasında büyük bir sağ blok inşa etmeyi hedeflemişken, şimdi aşırı sağcı güçleri daha da bölmüş oluyor - kim bilir, belki de [partisi] Fidesz’in Giorgia Meloni’nin grubu ECR’ye dahil edilmemesinin intikamını alıyordur.”
Sonunda seslerini duyan olacak
Macaristan’daki iktidar partisi Fidesz’e yakın Magyar Nemzet, yeni ittifakı egemenlik yanlılarının güçlü sesi olarak görüyor:
“Açık konuşmanın vakti geldi: Çekya, Avusturya, Macaristan ve başka birçok ülkede seçimleri kazanan ya da en büyük güçler olan egemenlik yanlılarının Avrupa Parlamentosu’nda görüşlerini özgürce açıklayamamaları kabul edilemez. Dün kurulan -ve yakında başka ülkelerden de destekçiler bulabilecek olan- yeni parlamento grubu, bu bakımdan tam anlamıyla hakikatin safında konumlanıyor.”